ASLA YALAN SÖYLEMEMENİN MÜKAFATI…

Eski zamanlarda, insanlar ilim öğrenmek için çok çalışırlar, her türlü güçlüklere katlanırlardı. Küçük yaşlarında yalanköylerinden, ailelerinden ilim öğrenmek için ayrılırlar, yıllarca onlardan uzaklarda zor şartlar altında yaşarlardı.

Seyyid Abdulkadir’in de küçük yaşta içine öğrenme arzusu düşmüş,bunun çarelerini aramaya başlamıştı. Sonunda dayanamadı, annesine gelerek;

– Anneciğim, ilim öğrenmek için Bağdat’a gitmek istiyorum…dedi.

Annesi ise;

– Senden ayrılmaya gönlüm razı olmuyor. Ancak seni de Allah yolundan alıkoymak istemem.

Read the rest of this entry »

BU BEDELİ KULLAR ÖDEYEMEZ

Bu bedeli kullar ödeyemez duada

Evliyalardan birisine bir gün,
“Efendim, İhlas hususunda en çok etkilendiğiniz bir olay yaşadınız mı?” diye sorarlar.

“Evet yaşadım” buyurur ve devam eder,
Mekke-i Mükerreme’de altın kesemi kaybetmiş, parasız kalmıştım. Basra’dan para bekliyordum ama gelmemişti. Saçım sakalım çok uzamıştı. Bir berbere girdim, (Param yok, Allah rızası için saçlarımı düzeltebilir misin?) diye sordum.

Read the rest of this entry »

HEPİMİZ BİRER ÇATLAK TESTİYİZ

Çin’de bir adam, her gün boynuna dayadığı kalın sopanın iki ucuna asılı testilerle dereden su taşırmış evine. Bu testitestilerden birinin yan kısmında çatlak varmış… Diğeri ise kusursuzmuş ve bu kusursuz testi adamın doldurduğu suyun tümünü taşır, ulaştırırmış evine.  Ama testilerden çatlak olanı eve yarı dolu olarak varırmış. İki sene her gün bu şekilde geçmiş gitmiş. Adam her iki testiyi suyla doldururmuş, ama evine vardığında sadece 1,5 testi su kalırmış…

Tabi ki kusursuz testi görevini mükemmel yaptığı için çok gururlanıyormuş… Fakat zavallı çatlağı olan kusurlu testi çok utanıyor, suyun sadece yarısını eve ulaştırabildiği için de çok üzülüyormuş.

 

Read the rest of this entry »

LOKMAN’IN OĞLUNA NASİHATİ(KURAN I KERİM SURE 31.AYET 12-19)

“Andolsun biz Lokman’a: Allah’a şükret! diyerek hikmet verdik. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. imagesGPRY405VNankörlük eden de bilsin ki, Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, her türlü övgüye lâyıktır.

Lokman, oğluna öğüt vererek: ‘Ey oğulcuğum! Allah’a eş koşma, doğrusu eş koşmak büyük zulümdür’ demişti.

Biz insana, ana ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Annesi onu, güçsüzlükten güçsüzlüğe uğrayarak karnında taşımıştı. Çocuğun sütten kesilmesi iki yıl içinde olur. Bana ve ana babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş Bana’dır.

Read the rest of this entry »

BİR BABANIN PİŞMANLIĞI

imagesH0Z4NL1W“Dinle oğlum! Ben bu sözleri sen yatmış uyurken söylüyorum. Küçük ellerinden birini yanağına dayamışsın, sarı buklelerin ise ıslak, alnına yapışmış. Odana yavaşça girdim yanımda da başka kimse yok. Birkaç dakika önce kitaplıkta oturmuş gazete okurken bir pişmanlık dalgası beni boğmaya, soluğumu tıkamaya başladı. Suçluluk duydum ve başucuna geldim.”

“İşte düşündüğüm şeyler oğlum: sana kızmıştım. Okula gitmek için giyindiğin sırada seni azarladım. Çünkü yüzünü üstünkörü yıkadığını görmüştüm. Ayakkabılarını temizlemediğin için seni suçladım. Yere bir şeyler düşürdüğünde yine kızdım.” “Kahvaltıda yanlışlarını görmüştüm. Önündekileri döktün, dirseklerini masaya dayadın, ekmeğine gereğinden fazla tereyağı sürdün… Trene yetişmek üzere yola koyulduğunda, sen bana el sallayıp “Allahaısmarladık baba” dedin, bense yanıt olarak “Omuzlarını geri çek” dedim, kaşlarımı çatarak.”

Read the rest of this entry »

KEDİ ETİ YEDİ…

kediVaktiyle, geçimini zorla temin eden fakir, yumuşak huylu bir adam varmış. Ağzı var, dili yok olan bu adamın aksine müsrif, hilekar ve kavgacı bir karısı varmış. Adam eve ne getirse hemen harcar, israf edermiş. Adam da korkusundan sesini çıkaramazmış.    Bir gün adam, misafirini ağırlamak için binbir sıkıntıyla 2 Kg. et almış, eve getirmiş. Ama kadın eti kebap edip komşularıyla bir güzel yemiş. Akşamüstü adam misafıriyle beraber eve gelmiş. Hanımına:

“Hanım! Biz geldik, yemek hazır mı?” diye seslenmiş. Kadın üzgün bir rolde:

Read the rest of this entry »

KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN…

imagesI2XX58E9KARDEŞLİĞİN DOĞDUĞU, SEVGILERIN BIRLEŞTİĞİ, BELKİ DURGUN, BELKI YORGUN, YINE DE MUTLU, YINE DE UMUTLU OLACAĞIMIZ, DOSTLUĞU, SEVGİYİ VE GELECEĞİ… AŞIMIZI, EKMEĞİMİZİ, SOFRAMIZI… HÜZNÜMÜZÜ, ACIMIZI, YALNIZLIĞIMIZI PAYLAŞTIĞIMIZ; BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZİ, KARDEŞLİK VE DOSTLUĞUMUZU EN SICAK ŞEKİLDE HİSSEDECEĞİMİZ BİR KURBAN BAYRAMI DAHA İDRAK EDİYORUZ.

BAYRAMLAR, DARGINLIKLARIN UNUTULDUĞU, İNSANLARIN BARIŞTIĞI, KARDEŞÇE KUCAKLAŞTIĞI GÜNLERDİR. BAYRAMLAR, DİNİ DUYGULARIN, İNANÇLARIN, ÖRF VE ADETLERİN UYGULANDIĞI BİR TOPLUMDA MİLLET OLMA ŞUURUNUN ŞEKILLENDİĞİ, KUVVETLENDİĞİ GÜNLERDİR.

Read the rest of this entry »

DÜNYANIN 7 HARİKASI

imagesTHWD598C Öğretmen çocuklardan Dünyanın Yedi Harikasını yazmalarını ister.

Gelen cevapların hepsi şöyle oldu:    1- Artemis Tapınağı,    2- İskenderiye Feneri,   

3- Helyos Heykeli-Rodos, 4- Babil’in Asma Bahçeleri,    5- Mausoleum-Bodrum,    

6- Zeus Heykeli-Olimpia,    7- Piramitler-Mısır…

Öğrencilerden birisi kağıdını vermekte tereddüt etti ve öğretmene; “Bence Dünyanın 7 Harikası bunlar değil!” dedi.

Diğer öğrenciler gülüştüler. Öğretmen son derece anlayışlı bir şekilde; “Peki, söyle bakalım senin listende neler var?”

Read the rest of this entry »

İHTİYARLIK HASTALIĞI

Mevlananın Mesnevisinden İbret verici bir Kıssa :ihtiyarlık

İhtiyar adamın biri, hastalanıp yatağa düşer. Çocukları doktor çağırır. Doktor gelir, hastanın şikayetlerini dinler, tansiyonunu, nabzını ölçer, sırtını dinledikten sonra: “Neyiniz var bey amca?” diye sordu.

Hasta: “Ah! Sorma evladım, başım ve beynim ağrıyor.” Doktor: “Merak etme! Bu ağrılar hep ihtiyarlıktan.” der

Hasta: “Fakat gözümde de bulanma ve kararma var.” Doktor “Önemli değil, ihtiyarlıktan.” der

Hasta: “Sırtımda çok şiddetli bir ağrı var.” Doktor: “O da ihtiyarlıktan.” diye cevap verir

Hasta: “Doktorcuğum! Ne yersem dokunuyor, hazmedemiyorum.” Doktor: “Bak bey amca! Mide hazımsızlığın da ihtiyarlıktan.” der

Hasta: “Oğlum! Rahat nefes alamıyorum, nefesim daralıyor.” Doktor: “Bakınız, bu da ihtiyarlıktan. İnsan ihtiyarlayınca, akciğerleri iyi işleyemez olur.” deyince hasta iyice kızmış bir vaziyette:

Read the rest of this entry »

CAHİL CESUR OLUR…

imagesNC2OPGCXKöylünün biri, akşam olunca sığırını ahıra bağladı. Gece bir aslan geldi, sığırı yedi, onun yerine oturdu. Köylü sığırını merak etmişti, onu yoklamak istedi geceleyin ahıra gitti. Sığırını zannederek arslanın vucudunu okşuyor, sırtını kaşıyordu. Arslan, karnı tok olduğu için sesini çıkarmıyor, köylü için de şöyle düşünüyordu:

“Eğer hava fazla aydınlık olsaydı, bu adamın korkudan ödü kopardı. Beni böyle muhabbetle kaşıması, gece vakti kendi sığırı sanmasındandır.”

ÖĞÜTLER:  Doğruyu araştırmadan, kendi zannına göre hareket eden yanılır. Çağlar boyu zulmet ve nur, hak ve bâtıl, doğru ve yanlış sürekli çarpışmıştır. Her iki kesimden de insanlar ola gelmiştir. Zar atarken besmele ile atanlara, yahut sahneye Allah’ın hoşlanmadığı bir tarzda çıkarken besmele çekenlere hep rastlamışsınızdır.  İşte bunlar kendi sığırı zannederek vahşi arslanı kaşıyan köylü gibidir.

Read the rest of this entry »