HELAL VE TAYYİB YAŞAMDAN BİR RESİM

İMAM-I ÂZAM EBÛ HANİFE, BİR GÜN DERS VERİRKEN…

İmam-ı Âzam Ebû Hanife bir gün ders verirken, yanına bir adam yaklaşmış ve kulağına fısıltıyla bir şeyler söylemiş. İmam dersini kesip bir müddet duraklamış, daha sonra;

“- Elhamdülillah…” demiş ve dersine devam etmiş.

Biraz sonra, ayni adam tekrar onun yanına gelmiş; tekrar kulağına eğilerek fısıltıyla bir şeyler söylemiş. İmam tekrar dersini kesmiş, bir müddet duraklamış ve tekrar;

“- Elhamdülillah…” diyerek dersini vermeğe devam etmiş.

Ders bittikten sonra, derste bulunanlar bu halin sırrını merak edip kendisine sormuşlar:

“-Ya imam.. Ders esnasında biri yanınıza geldi. Kulağınıza bir şeyler fısıldadı. Dersinizi kestiniz, biraz durdunuz, sonra ;

‘- Elhamdülillah..’ dediniz ve dersinize devam ettiniz.

Biraz sonra, ayni adam geldi ve tekrar kulağınıza bir şeyler fısıldadı. Siz gene dersinizi kestiniz, biraz durdunuz ve;

‘- Elhamdülillah..’ dediniz, sonra dersinize devam ettiniz. Bunun sırrı nedir?”

İmam-ı Âzam cevap vermiş:

“- O adam ilk gelişinde, eşkiyaların kervanımı soyduğunu ve bütün mallarımı gaspettiklerini söyledi. Kendimi yokladım. Bu maddî kaybımdan dolayı üzülmediğimi görünce;

‘- Elhamdülillah..’ dedim.

Adam ikinci defa gelişinde, ilk verdiği haberin yanlış olduğunu bildiren yeni bir haber daha geldiğini, soyulan kervanın benim kervanım olmadığını söyledi.

Bunun üzerine tekrar kendimi yokladım. Bu yeni haberden dolayı sevinmediğimi anlayınca tekrar; ‘- Elhamdülillah..’ dedim.

Çünkü, âyet-i kerîme maddî kayıplarımız için üzülmemeyi, maddî kazançlarımız için de sevinmemeyi emrediyor. Ona muhalif bir hal yaşamadığımı tesbit edince, Allah’a (c.c.) hamd ettim.” demiş.

Hac Suresi, 11. ayet: İnsanlardan kimi, Allah’a bir ucundan ibadet eder, eğer kendisine bir hayır dokunursa, bununla tatmin bulur ve eğer kendisine bir fitne isabet edecek olursa yüzü üstü dönüverir. O, dünyayı kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu, apaçık bir kayıptır.

Yoruma kapalıdır.