Kategorisi ‘BAŞLARKEN’ için arşiv

MİLLİ BİRLİĞİMİZE KASTEDEDEN İFSAT HAREKETİNE HALA NEDEN DUR DİYEMİYORUZ?

Son derece cür’etkâr ve etkin bir dalga oluşturma adına, ellerindeki tüm vasıtaları harekete geçirmiş bulunuyorlar. Aileyi, nesli ve insana ait değerleri yıkma hedefiyle, sinsice yürüttükleri projelerinin bugünlerde deşifre olmasından da son derece rahatsız oldukları anlaşılıyor. Arkasına gizlendikleri “Kadına şiddete ve tacize hayır maskesi”nin düşmesi, kendilerini hayli telaşlandırmış görünüyor.

Evet, kadına şiddete ve şiddetin her çeşidine herkesden çok biz Müslümanlar hayır diyoruz.

“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle. Şimdi sen de onlara merhamet göster. Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. “Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse ” diyerek dua et.”(İsra .23,24)

Kadına, erkeğe, çocuğa karşı işlenen şiddet ve taciz suçuna da hayvanlara ve hatta çevreye karşı işlenen suçlara da karşı olduğumuzu yüksek sesle tekrar ilan ediyoruz. Zira bizler millet olarak, hiçbir canı incitmemeyi ve kimseden incinmemeyi bir insanlık nişanı sayan Mevlana’ların, Yunus Emre’lerin ve Hacı Bektaş Velilerin irfanıyla yoğrulmuş Anadolu medeniyetinin çocuklarıyız… Aldığımız terbiye gereği babamıza bir ise annemize üç kat daha fazla hürmet, hizmet ve saygı duyar, onları baş tacı ederiz. Din ve geleneğimize göre erkek ve kadın birbirinin hasmı ve rakibi değil, biri diğerinin tamamlayıcısı olan bir bütünün iki parçasıdır. Birbirinden bağımsız değil, biri diğerine muhtaç aile yuvasının iki temel ögesidirler.

Read the rest of this entry »

BAŞLARKEN

Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla

Ben sizlerle tanışmak istiyorum. Benim adım Hüseyin Kâmi Büyüközer amca, dede de diyebilirsiniz bana.Çünkü 75 yaşındayım. Sizlerin ağabey ve ablalarınız gibi 7 çocuğum,bu çocuklarımdan da 16 torunum oldu. Ama ben sizleri de çocuklarım ve torunlarım olarak görüyor ve öyle seviyorum.

Biz çok şükür Müslümanlarız. Allah bizi Müslümanlar olarak yaratmış. Peygamberimiz(s.a.v.) “Bütün Müslümanlar Kardeştir” demiş. O halde Müslümanlar olarak birbirini çok sevmeli, küçük sebeplerden dolayı birbirini incitmemeli, birbirine darılmamalı.

Bir de bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Herbirimizin az veya çok sahip olduğumuz eşyalarımız vardır. Oyuncaklarımız, kitap kalem defterlerimiz , çantalarımız, elbiselerimiz, evlerimiz, otomobilimiz vesaire gibi. Meraklı bir arkadaşımız bu eşyalarımızı gördüğünde nereden aldınız, kim yaptı, hangi terziye diktirdiniz, ya da hangi ustaya yaptırdınız gibi sorulara muhatap olduğunuzda, asla kendi kendine oldu, kendi kendine geldi gibi mantıksız olduğunu bildiğimiz cevaplar vermeyiz. Falan yerden aldım, filan terzi dikti, falan usta imal etti gibi akla mantığa uygun cevaplar veririz. Neden? çünkü biliyoruz ki çevremizde gördüğümüz, günlük hayatımızda kullandığımız bütün eşyaların bir yapımcısı,bir ustası, bir imal edeni vardır. Bu çok basit eşyalar için kendiliğinden oldu, kendi kendine oldu diyemiyoruz ve mutlaka bir yapımcısından, bir ustasından söz ediyoruz.

O halde içinde yaşadığımız güneşleri, ayları, yıldızları, bu koca dünyamızı ve içindeki biz insanları, çeşit çeşit hayvanları, çeşit çeşit bitkileri, rengarenk çiçekleri sayısız lezetteki meyve ve sebzeleri barındıran ve milyarlarca yıl hiç şaşmadan, duraksamadan hareket halinde olan bu kainata kendiliğinden olmuş, kendimizin de mantıksız olduğunu bildiğimiz, bir cevabı  verebilirmiyiz?  Demek ki bu uçsuz ,bucaksız muazzam kainatın ve içindekilerin de bir ustası, bir yapımcısı olmalı değil mi? Hem öyle bir usta olmalı ki hem çok güçlü, hem çok bilgili, hem çok hünerli, hem çok zengin, hem ölümsüz olmalı. İşte bu Zat-ı Kibriya adını Allah diye bildirmiş bize.

Bugün çarşıdan aldığımız her hangi bir eşyanın anbalajının içinde  o eşyanın nasıl kullanılacağını anlatan mutlaka bir not bulunmaktadır. O nottaki şartlara göre, o eşyayı kullandığımız taktirde verilen garantinin sağlanabileceği firma tarafından taahhüd edilir. Aynen öyle, bu kainatın ve bizim yaratıcımız olan Allah’ımız da dünyaya gönderdiği ilk insan olan Adem peygamberimiz ve hanımı Havva anamızdan başlamak üzere dünya hayatını kazasız belasız en iyi şekilde geçirmemiz için dünya hayatını kullanma kitabını göndermiş.Bu kullanma kitabının en son baskısının adına da Kuran-ı Kerim denmiş.

İşte bu bilgileri öğrenmiş akıl sahibi insanlar olarak bu dünya hayatının kullanma kitabının en son baskısı olan Kuran-ı Kerime sımsıkı sarılıp hayatımızı ona göre düzenlersek Allah’ın bizden istediği Helal yaşam sistemini elde etmiş olacağız. Ancak bu yaşam sistemini kurabilmemiz için, bu kitap çok önemli bir ip ucu veriyor. Hayatınız boyunca vücudunuzu beslemek için tüketeceğiniz gıdalarınızın mutlaka Helal ve tayyib şartlarda, yani sağlıklı, temiz, kaliteli ve helal olmasına mutlaka dikkat edeceksiniz.

Bugünlük bu kadar olsun. Allah’ımızın izni ile devam edecek sohbetlerimizde bu helal ve tayyib gıdalar üzerinde daha çok duracağız inşaallah. Kalın sağlıcakla

Allah yar ve yardımcımız olsun