YERDEKİ BESMELE

Bişr-i Hafi evliyanın büyüklerinden bir zâttır. Yalınayak gezdiği için “Hafî” lakabıyla tanınıp, “Bişr-i Hâfî” adıyla meşhur olmuştur. Kabri Bağdat’tadır.

Tanınmış bir aileden olup Merv şehri reislerinden birinin oğludur. Bu sebeple çocukluğu ve gençliğinin bir kısmı bolluk, zenginlik içinde geçti. Gençliğinde kendisini oyun ve eğlenceye verdi. Babası vefat edince kendisine çok büyük bir servet kalmıştı. Günlerini eğlence alemlerinde sarhoş olup meyhane köşelerinde sızarak geçiriyordu. Gençliği günah işleri yapmakla geçmiştir.

Gençliğinde alim ve velî bir kişinin nasihatlerinden etkilenip tövbe ettiyse de kötü arkadaşlarının tesiriyle tekrar eski hayatına döndü. Babasından kalan serveti için kendisinden ayrılmayan arkadaşları onu bir türlü bırakmadılar.

Bir gün, yolda sarhoş bir halde giderken, üstünde Besmele yazılı bir kağıt buldu. İçi sızlayıp yerden aldı. Öptü, çamurlarını silip, temizledikten sonra, güzel kokular sürüp, evinde duvara astı.

O gece alim bir zât rüya gördü. Rüyada, ’’Git, Bişr’e söyle! İsmimi temizlediği gibi onu temizlerim. İsmimi büyük tuttuğu gibi büyültürüm. İsmimi güzel kokulu yaptığı gibi, onu güzel ederim. İzzetime yemin ederim ki, onun ismini dünyada ve ahirette temiz ve güzel eylerim’’ denildi.

Bu rüya üç defa tekrar etti. Rüyâyı gören zat, sabah olunca, Bişr-i Hafi’yi aramaya çıkınca onu meyhanede buldu. Mühim haberim var diye içeriden çağırdı. Bişr geldiğinde, gelen zâta dedi ki:

-Kimden haber vereceksin?

-Sana Allahü teâlâdan haber vereceğim. Bunu duyan Bişr, ağlamaya başladı ve sordu:

-Bana kızıyor mu, şiddetli azap mı yapacak? Rüyayı sonuna kadar dinleyince arkadaşlarına dönüp şöyle söyledi:

-Ey arkadaşlarım! Beni çağırdılar, bundan sonra bir daha beni buralarda göremiyeceksiniz. O zâtın yanında hemen tövbe etti. Bu anda ayağında ayakkabı bulunmadığı için, hiç ayakkabı giymedi.

Sebebini soranlara,’’Söz verdiğim zaman yalınayaktım, şimdi giymeğe hayâ ederim’’ derdi. Ayakkabı giymediği için kendisine ‘’Hafi’’(yalınayak) denilmiştir.

Yoruma kapalıdır.